top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıŞebnem Gürün Özeren

Kriz Yönetiminde En Güçlü Özellik: Kabullenme

İtalya, koronavirüs salgınından en kötü etkilenen ülkelerden biri. Bugün (22 Mart 2020) itibari ile rapor edilmiş 53.578 vaka* bulunuyor. Bu vakalardan 42.681’si hala aktif, 6.072’si iyileşmiş ve maalesef 4.825’i ölümle sonuçlanmış… Rakamları yazmak kolay. Oysa her kritik vaka, her ölüm kendi içinde bir trajedi.

İtalyan halkı tarafından en çok suçlanan zamanında gerekli önlemleri almadığı düşünülen İtalyan Hükümeti.

Neden? Ne onların beklenenden daha yavaş tepki vermelerine neden oldu?

Yadsıma/Reddetme… Şu an global olarak yaşadığımız durumda bile hala bazı ülkelerin hükümetleri, şirketlerin üst yönetim ekipleri ya da etrafımızdaki birçok kişi bu durumda.

İnsanoğlu girdiği her değişim döngüsünde -özellikle de kendi istediği dışında itildiği ve aniden gelen değişimlerde- Kritik Düşünme & Planlama fazına geçmeden önce mutlaka Yadsıma/Reddetme fazından geçmek durumundadır. ‘Yok yok, kriz dedikleri hemen geçer’, ‘Abartıyorlar…’, ‘Bana ya da sevdiklerime bir şey olmaz’ vb. Bu fazın ne kadar uzun süreceği kişiden kişiye değişir. Bazıları için bir an bazıları için ise günler, haftalar, aylar alabilir.

İtiraf etmem gerekiyor ki, ben de Milan San Carlo Hastanesi dokturu İtalyan Dr. Francesca Cortellaro’nun bu satırlarını okumadan önce işin ne kadar ciddi olduğunun farkına varamamıştım. Bir şekilde hala yadsıma fazında idim.

“Büyük bir trajedi yaşanıyor ülkemizde. Yaşlı hastalar ölmeden önce ağlayarak bize yalvarıyorlar. En yakınları ile vedalaşmak istiyorlar. Tek başına ölmek istemiyorlar yakınları ile kamera aracılığıyla vedalaşıyorlar. Ölmeden önce bilinçlerini kaybetmiyorlar. Komaya girmiyorlar. Can çekişiyorlar. Boğuluyorlar, her şeyin farkındalar. Genelde karı koca aynı gün ölüyorlar. Çocukları, torunları uzaktalar.”

Bu cümleler yukarıdaki rakamları insani drama çevirdi. Hissedebileceğim ve empati kurabileceğim.

Eğer etrafınızda hala durumu öneminin farkında olmayan kişiler, şirketler varsa; onların neo-kortekslerine yani bilinçli beyinlerine konuşmayın. Olası hikayeler ve imgelemeler ile memeli beyinlerine, duygularına konuşun ki hissedip bağ kurabilsinler.

Ancak böyle kabul edebilir ve gerçekten süreç ile baş etmelerini sağlayacak ‘Kritik Düşünme & Planlama’ fazına geçebilirler.

Sağlıkla görüşeceğimiz günler dilerim.

Şebnem Gürün Özeren

6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

תגובות


bottom of page